10 Ekim 2014 Cuma

Alaçatı / Pegasus Windsurf Dünya Kupası

26 / 31 Ağustos tarihlerinde, Alaçatı' da gerçekleştirilen windsurf şampiyonası bir çok deniz tutkununu bir araya getirdi. Bizde bu yarışmadan, dünyaca ünlü sporculardan ayrı kalmamak adına Alaçatı' ya ufak bir kamp ve dalış heyecanıyla yola koyulduk.

Yarışmanın ancak 30 ve 31 Ağustos' daki final ayaklarına yetişsekte tüm yarışma heyecanını ve coşkusunu iliklerimize kadar hissettik :)
Yola koyulmadan önce, 29 Ağustos günü gerek çadırı havalandırma ve genel bir kontrolü gerekse kamp eşyalarının hazırlanması gerekiyordu. Neyse ki yanımızda Alaçatı' da yıllarını hatta çocukluğu kamp yaparak geçiren Yiğit ER EKMEKÇİ vardı. :) Kendisinin tecrübelerine dayanarak kamp çantasını Alaçatı' ya özel hazırladım.

Öncelikle Temmuz ve Ağustos ayı, gerek sabah gerekse gece saatlerinde oldukça sıcak geçmekte. Her ne kadar geceleri hafif bir serinlik hissi olsada uyku tulumunu sevmeyen ve 'rahat kamp' özlemi çekenler için basit bir pike bile yeterli olmakta.
Bu sebeple yanıma uyku tulumu yerine ince bir pike ve polar hırkamı aldım.
Sırasıyla gerek duyduğum ekipmanları yazmak gerekirse;
.Yazlık çadır, ince mat, pike.
.Kafa lambası, Çadır feneri, küçük bir el feneri ve bolca yedek pil.
.2 Bıçak, kamp ocağı, plastik çatal, bıçak, tabak v.b.
.Çöp poşeti,(çöpün yanısıra kirli ve ıslak giyecek saklamada, yağmurda korunma amaçlı kullanılabilir.)
.Yedek kargo pantolon ve tişört.
.Uzun ve sağlam bir ip, çadır yağmurluğu, çakmak.
.Yama gerektirebilir durumlar için iğne iplik ve çadır yama kiti.
.Sinek kovar (ki en önemlilerinden) :), bandana ve güneş gözlüğü.
.Dalış ekipmanları (Zıpkın, palet, ağırlık v.b.) kamp duşu


Ekipman olarak az ve öz olmasının ana sebebi ise şampiyona alanının sıradan bir kamp alanından çok uzakta olup, gerek gıda gerekse tatlı su açısından bol alternatifli olmasından kaynaklanıyor :)
Yarışmanın beşinci, bizimse birinci günümüz olan 30 ağustos cumartesi günü oldukça yorucu geçti. Sabahın erken saatlerinde yola koyulduk, sırayla tüm ekip toplanıp Alaçatı windsurf şampiyonasının yolunu tuttuk. Ancak yol boyunca ara ara dizilmiş serpme kahvaltı ve gözleme yapan harika kır bahçelerinide ihmal etmedik :). Kahvaltımızı da yaptıktan sonra derhal yola koyulduk, yarışma heyecanı Alaçatı sokaklarında dahi hissediliyordu, çok geçmeden kamp kuracağımız alana ulaştık.
Ufak bir keşif sonrası gerek sessiz gerekse yarışmayı rahatça izleyebileceğimiz, sörf okullarının bittiği bir mevkiye konuşlandık. Çadırları kurduğumuz gibi, biranda yarışmayı izlerken bulduk kendimizi. Akabinde sıcacık kum ve bir o kadar soğuk denizin keyfine baktık.
Zıpkınla dalış içinse, ilk gün Orsa tarafını tercih ettik. Gün batımını yakalayıp bir kaç balıkla güzel bir akşam yemeği planlasakta gerek suyun bulanıklığı, gerek gün batımını hafif kaçırmamız, gerekse deniz kestanelerinden oluşan bir tarlaya girmemiz tüm planı bozdu :)
Dalış umutlarımızı bir sonraki güne bırakıp, Yiğit abiyle biribirimizi teselli ettikten sonra tüm ekip Alaçatı' da pizza yemek üzere yola koyulduk. Tüm gün boyunca bir etkinlikten diğer bir etkinliğe koşturmaktan halimiz kalmasa da kısaca bir Alaçatı turu yapmayı düşündük, ancak o kalabalık tahammül edilir gibi olmadığı için rotamızı tekrardan kamp alanına çevirdik. Birazda kamp alanında sohbet, muhabbet derken Yiğit abi' nin son balık umudu olan olta safhasına geçmesini izledik. Ama ne yazık ki oda zıpkın avımız gibi hüsranla bitti. Gece geç saatlerde yatıp sabahın o klasik çadır sıcağında uyandık.

Şampiyonanın finali  ve bizimde Yiğit abiyle artık bir kaç balık vurup adımızı temize çıkarma vakti gelmişti. Sabahın erken saatlerinde sörf okullarının son bulduğu kayalık mevkilerden dalışımıza başladık, küçük küçük de olsa mırmır ve çipuralara rastladık. Ama en güzeli ise 30, 40 cm boylarında ki Orfozumuz olmuştu, hem kalabalık olmamız hemde küçük ve nadide bir balık olması sebebiyle orfuzu es geçip ancak uzaktan seyrettik. Ne yazık ki çok geçmeden aynı su bulanıklığının belirmesiyle yine tüm avımız hüsranla bitti. Bizde alternatif olarak biraz denizden biraz karadan, Şampiyonanın sabah ayaklarını izledik.

Her ne kadar dalışımız hüsranla sonuçlansa da dostlarla bir arada olmak ve yarışma heyecanını azda olsa tadabilmek paha biçilemez bir zevkti. En nihayetinde yine hüsranla sonuçlanan bir av sonrası, soluğu Alaçatı' daki nostaljik bir simit fırınında aldık. Kahvaltı sonrası birazda Alaçatı turu attıktan sonra kamp alanına geri döndük. Yarışma finali sonrası eğlence safhasına kalamadan, biraz denizin tadını çıkardıktan sonra çadırlarımızı toplayıp tekrar İzmir yollarına düştük.
Rahat, deniz manzaralı ve bir o kadar deniz aktiviteleriyle dolu Alaçatı sahillerini, sörf okullarını herkese tavsiye ederim. Sürekli bir windsurf şampiyonası yaşanmasada, sörf okulları bu açığı yeteri kadar kapatıyor. Bilhassa amatör kampçılar ve yeni başlayanlar için harika bir kamp alanı olduğunu vurgular herkese 'adrenalin' ve 'hayat' dolu güzel günler dilerim :)
Devamını oku...