28 Ocak 2014 Salı

Zıpkınla balık avı / teknikler 3 - 'Kule ve Yemleme teknikleri'

Zıpkınla balık avcılığında sizlere aktarabileceğim son tecrübem olan, kule ve yemleme tekniklerinden bahsedeceğim. Avlanma sırasında agaşon, sığ su baskını, kule, yemleme teknikleri genellikle birlikte kullanılır. Zamanla bu teknikleri ve daha fazlasını harmanlayıp size en uygun avlanma şeklini ortaya çıkarıp, heyecanlı bir sualtı avı yaşayabilirsiniz.

'Kule tekniği' daha çok sudaki hareketiniz üzerine geliştirilmiş ve oldukça önemli bir tekniktir. Tekniğin en can alıcı noktası ise avımıza mümkün olduğunca yaklaşabilmektir. Dalış öncesi ağırlık ayarımız ise bir o kadar önemli, örneğin 6 metrede avlanılacaksa 3 metrede nötr olmamız gerekir. Dalışa başlamadan 4 dakika kadar diyafram soluması oldukça önemli, tabi dalış öncesi sürekli nefes egzersizinide unutmamak gerekir. Genel tavsiyeler nefesi gırtlağımız ile tutmak üzere ve kesinlikle çokta doğru bir yöntemdir. Diyaframda nefes tutmaya çalışmak daha çok oksijen harcatıp, sualtında kalma süresini ciddi oranda düşüyor.
 Diyafram soluması sonrasında artık gerekli nefesi tutup, şnorkeli ağzımızdan çıkarıp iyi bir ördek dalışına geçebiliriz. İlk metrelerde ne kadar güçlü palet vurursak geri kalan metrelerdede hiç palet vurmaksızın sessizce ilerleriz. Bu iniş sırasında kesinlikle ani hareket yapmadan, zıpkını bir parçamız gibi hafif kolumuzu kırıp vücudumuza paralel tutmalıyız ki balıkları daha dibe varmadan ürkütmeyelim. Mutlaka kulak eşitlemesi yapacağımız için diğer elimiz boşta ve maskemize yakın olmalı. Tabiki her teknikte olduğu gibi bu tekniğide zamanla tecrübe edip daha uygun yöntemler bulmak sizin elinizde.

Diğer yazılarımda kefal, çipura ve levrek avlama konusunda daha başarılı olunabilecek taktikler aktardım ancak barbun avlamanın inceliğine değinmeden geçemeyeceğim :) Her denizde karşınıza çıkabilecek olan barbunun küçüğünede tekir denir. Genelde 15/20 civarı sürü halde gezerler. Zıpkınla avcılığı basit gibi görünsede, avlamanın oldukça zor bir yönü var ki oda barbunun yenilir halde kalması. Pek kaçmayan ve sakince dipte gezen bu balığı avlamanın püf noktası ise barbunu kafasından ince bir şiş ile vurmakta yatıyor.
tekir
Haliyle barbunu vurmak hem atışta profesyonellik hemde ciddi bir sabır istiyor. İlk avlanma dönemlerimde hiç balık vuramayıp, agaşonuda henüz pek beceremediğim dalışlarımda, barbunların altımdan sakince geçip gitmesi pekte olağan gelmiyordu :) Bu sebeple derhal barbun avına yöneldim ancak zamanla hem deneyimlerim, hemde tavsiyeler doğrultusunda, acemi dönem için pekte zıpkın avcılığına uygun olmadığını gördüm. Küçük ve bir o kadar lezzetli bu balığı hem kafasından vurmak hemde ufak oluşu nedeniyle bolca avlamak elbette zor. Ancak yılmayıp, barbun avlamak için kendi taktiğimi geliştirdim. 1, 1.5 metrelik, ara boşlukları çok düşük olan ağ ile etraflarını çevirip, sakince avlamak mümkün ve kesinlikle tavsiye ederim :) Tabi burada önemli olan her avda olduğu gibi, başta avlanma ahlakına uygun avlanmak ve sakince ağa dolanmadan barbunu çevreleyebilmek :)

Balığı yemleme konusu ise oldukça rahat ve bol balık tutmak için, en azından aile boyu bir yemek ziyafetine daha çok hitap eder :) Tabi yemleme yapabilmek için her teknikte olduğu gibi, hava şartları, dip yapısı, balık türü gibi faktörler devreye girer. Ben size, sevgili dayımın tavsiyesi üzerine, Balıkesir, Akçay, 2. köprü mevkinde dere ile denizin birleştiği ağız kısmında yaptığım yemleme sistemini aktaracağım. Küçük salyangoz, karides ve midyeler genelde küçük balıkları, küçük balıklar ise levrekleri çeker. Bu sistem içerisinde yapmamız gereken öncelikle midye ve salyangoz toplamak oluyor. Yaklaşık 50 kadar salyangoz, 2, 3 avuç kadar karides ile 15/ 18 kadarda midye, avdan bir gün önce toplanır. Topladığımız bu yemleri akşamdan ortak bir poşete alıp akabinde kırıp büyük bir torbada ağzı bağlanıp buzdolabında dinlenmeye alınır. Sabaha karşı henüz gün aydınlanmadan, torbamıza biraz buz ilave edip av yoluna koyulabiliriz. Suda ilk yapmamız gereken poşete bir kaç tane minik delik açıp sonrasında bu poşeti bir ip yardımı ile dibe atacağımız herhangi bir taşa bağlayıp suda sabitleştirmek. Yaklaşık 10 dakika içerisinde önce küçük balıklar akabinde levrekler yemimize teşrif ediyor :)
 Tabi bu süre içerisinde ciddi bir sabır ve inanılmaz bir sessizlik oldukça önemli. Bu tekniği henüz çok uygulayamasamda Akçay' daki derenin ağız kısmında oldukça tekne trafiği olmasına rağmen ciddi miktarda balığın yeme geldiğini gördüm. Ne yazık ki tekne trafiği burada bana büyük bir dezavantaj olduğu için henüz bu taktik ile levrek avlayamadım :) ancak kış ayları içerisinde hem balıklar hemde çevre şartları açısından daha elverişli olduğu için, bu uygulamada kışın daha başarılı olunacağını düşünüyorum. Ayrıca 'yemleme poşetleri'de piyasada satılmakta arzu ederseniz suda eriyen ve yemleri dışarı bırakan bu özel poşetleride deneyebilirsiniz. Zıpkınla balık avında eğer sığ su avcısı iseniz kesinlikle size kış aylarını, iyi bir zıpkın scubasını, 75/100 lük bir zıpkını, sabahın ilk saatlerini öneririm. Diğer avlanma üzerine yazılarımla birlikte, zıpkın avcılığı sırasında hem kendimin hemde bir çok avcının uyguladığı avlanma taktiklerini sizlere aktarmaya çalıştım. Bu sportif aktivite konusunda yardımcı olabildiğimin umuduyla hepinize keyifli dalışlar ve heyecanlı avlanmalar dilerim :)

Teknik bilgiler için sevgili dayım Aykut ÖZENEL' e, Akçay mevkindeki zıpkın avcılarına ve TSSF onaylı dalış hocalarıma çok teşekkür ediyorum :)

Sığ su baskın tekniği
Agaşon tekniği
Devamını oku...

26 Ocak 2014 Pazar

Zıpkınla balık avı / teknikler 2 - 'Agaşon tekniği'

Zıpkınla avlanma teknikleri arasında sıra agaşon tekniğinde. Diğer yazılarımdada değindiğim gibi balıklar oldukça meraklı canlılardır. Agaşon tekniği ise balıkların merakına dayalı bir avlanma şeklidir. Kısacası en çok önerdiğim ve bir çok taktikle birleştirilebilecek harika bir tekniktir. Genelde gırtlaktan çıkarılan kalp atışı gibi ritmik bir ses olarak tanımlanır. Ancak benim en çok tercih ettiğim zıpkını tuttuğum elimin, iki parmağı arasına taş alıp, kabzaya ritmik olarak vurmak. Yine taşlık ve yosunluk bölgelerde diğer elimizi kamufle edebiliyorsak elimize taş alıp zemine ritmik olarakta vurulabiliriz. Ancak bunu çokta tavsiye etmem çünkü bu denli kamufle olabileceğiniz bir yeri bulmanız oldukça zordur :)
Her ne kadar Agaşon oldukça iyi bir avlanma yöntemi olsada yer seçimi, ses, akıntı, yatış şekli gibi faktörlerde her zaman avlanmaya etki eder. Yattığım mevkileri genelde gölgede kalan, kayalık ve yosunluk alanlarda seçiyorum. Daha öncede belirttiğim gibi mutlaka kıyıyı karşıma alarak yatıyorum ki balıklar kaçış sırasında kıyıdan derinliğe doğru bir yol izlerler. Genelde aynı mevkilerde dalarsanız zamanla nerede balık güzergahları var öğrenmeye başlarsınız ve bu ciddi bir avantaj olur. Sabah saatlerinde keşifle hiç uğraşmadan, önceden bildiğiniz güzergahlarda dalıp avınızı beklemeniz oldukça şansınızı arttıracaktır. Mevkimize mutlaka dipten ulaşmalıyız, ne kadar dipten yaklaşırsak o kadar az dikkat çeker ve bir o kadarda dibe adapte oluruz. Dibe inişimiz sırasında ise az palet vurmaya çalışalım ki daha dibe varmadan tehdit olarak algılanmayalım. Sinarit gibi balıklar çok taşlık mevkilerde gezinmez bu sebeple balığın yapısına görede yatış yerimizi iyi seçmeliyiz. Eğer kumluk mevkideyseniz kesinlikle hafifçe kum alıp bulanıklık yaratın ki balıklar sizi görmeden dibinize kadar gelsin :) ama kesinlikle bu işlemi çamur ve bulanık sularda uygulamayın :) Tabi bu bulanıklık sizinde görüş açınız düşürecek ve her an tetikte olmanızı gerektirecektir.
Sinarit
Zıpkınımızı tutuş yöntemimiz oldukça önemlidir. Tüfeği önümüzde olan bir yarık, çıkıntı, taş gibi noktalara ortadan dayayabiliriz. Dirseğimizi hafif kırık tutup bilek hareketleri ile balığı takip edebiliriz. Yattıktan sonra kesinlikle hareket etmemeye çalışın. Yine atışımızı yapmadan mutlaka tek bir hedefe odaklanın ki agaşon denemeniz boşa gitmesin. Takip sırasında bileğinizi çok hafif ve yavaşça hareket ettirin. Genelde 90 lık ve fazlası olan zıpkınlar önerilsede, sığ sularda 75 lik bir zıpkında gayet  kullanışlıdır. Önemli olan ne kadar kamufle olduğunuz, sessizliğiniz, balığın çeşidi ve farklı etkenlerdir. Zıpkın boyuda bu etkenler doğrultusunda profesyonelleştikçe kısaltılıp uzatılabilir. Derin dalışlarda 100 lük zıpkınlar çok daha iyi sonuç almanızı sağlar. Ve en önemlisi ise atışınızı nefesinizin son raddesinde yapmamanızdır. Çünkü balığı söndürmeniz uzun sürebilir, herhangi bir aksilik yaşanabilir. Çalkantılı denizlerde balıklar taşların arasında pek durmaz hemen taşların dışında durmaya çalışır. İşte tam bu an tekniğinizi ilerletmek için biçilmiş kaftandır :) Kış ayları sığ sudaki avlarımız için yine en elverişli dönemdir. Tekne ve balıkçı trafiğinin az olmasıda bir o kadar önemlidir. Paletler bilek ağırlığı ile desteklenmeli, dalışta şnorkel ağızdan çıkarılmalı ve kesinlikle sessiz, sakin bir ilerleyiş olmalı. 
Derin sularda ise daha büyük balıklara ulaşmamız mümkün. Sığ suda olduğu gibi çevre şartları çokta etki etmez. Daha fazla tecrübe, suda hareket kabiliyeti ve nefes egzersizi istediği için yeni başlayanlara pekte önermem. İniş ve çıkış süresini her zaman dalış sürenize ekleyip limitlerinizi zorlamamanızı öneririm. Tabi derinde olduğunuz için balıkla birlikte mesafede büyür. Buda makaralı ve 100 lük zıpkınları daha tercih edilebilir yapıyor. Küçük balıklara aldanıpta hemen atışa geçmeyin arkasında onu avlayan daha büyük bir balıklada karşılaşmaya her zaman hazır olun. Uygun mevkiyi belirlemek içinse mutlaka keşif dalışı yapın. Yerinizi belirledikten sonra sıra artık keyifle avlanmaya geldi. 'Agaşon tekniği' bir çok teknikte ve bireysel tecrübeleriniz doğrultusunda her zaman kullanılabilir bir sistemdir. Yazımın başındada belirttiğim gibi dalışlarda en çok uyguladığım ve sizlere en çok önerdiğim avlanma tekniğidir. Diğer paylaşımımda bir başka avlanma taktiğini ve tecrübemi sizlerle paylaşmak üzere şimdilik hepinize iyi dalışlar ve kusursuz avlanmalar dilerim...

Sığ su baskın tekniği
Kule ve Yemleme teknikleri
Devamını oku...

24 Ocak 2014 Cuma

Zıpkınla balık avı / teknikler 1 - 'Sığ su baskın tekniği'

Gerekli şartları oluşturduktan sonra artık sıra dalışa ve keyifle avlanmaya geldi. Avlanma içinse en önemli unsur uygulayacağımız tekniktir. Avlanma üzerine birçok teknikten bahsedeceğim ancak bu sayfamda, zıpkınla balık avı teknikleri içerisinde en uygulanabilir ve en kolay avlanabilinir sistemlerden 'Sığ Su Baskın Tekniği' ni aktarmaya çalışacağım.

Sığ su baskın tekniği: Sistem, aslında adındanda anlaşılacağı üzere balığa fark edilmeden, 'baskın' yaparak avlanma tekniğidir. Sığ su baskın tekniğini uygularken aynı zamanda agaşon, kule ve taş altı tekniklerindende yararlanmak mümkündür. Tamamen sessiz ve küçük palet hareketleriyle, taşlara tutunarak, akıntıyı kullanarak v.b. basitçe uygulanabilir taktikler ile suya girdiğimiz andan çıktığımız ana kadar avımız devam eder. Aslında diğer tekniklerden ayrılan en büyük özelliğide avın yalnızca nefes sürenize dayalı olmamasıdır.
Çünkü S.S.B.T. av süresine suya girdiğimiz anda başlayan ve yine sudan çıkarken son bulan bir tekniktir. Burada nefes gücü çok öneme sahip olmasada iyi bir tarama yapma, sessizce sokulma ve dikkat yeteneği oldukça gelişmiş olmalıdır. Bel ağırlığının yanı sıra palet ağırlığıda mutlaka tercih edilmelidir. Çünkü sizinle birlikte batmayan ve havada kalan paletler balıklara bir uyarı sinyali gibi etki edecektir. İdeal olaraksa 0.5 kg lık ağırlıklardan her iki ayak bileğine takılmasını öneririm. Biraz daha yorucu olsada palet vuruşlarımız, zamanla değdiğini göreceksiniz. Tarama yaparken mutlaka derinden sığ tarafa doğru yani kıyıyı karşımıza almalıyız. Çünkü balıklar tehlike anında direk kıyıdan uzaklaşırlar ve mümkün olduğunca tarama sırasında yüzeyle bağımızı koparmalıyız ki tehlike olarak algılanmayalım. Avlanmamız için en iyi zaman dilimi ise günün ilk ve son saatleridir. Bunun sebebi ise balıklar nerede olursa olsun gün batımında avlanmak amacıyla kıyıya sokulur yine gün ağarırkende güvenli derinliğe ulaşmak için sığ sulardan giderler.
Çipura
Her balığın yemlenmesi oldukça farklılık gösterir bu sebeple balığa yaklaşmamız ve avlayabilmemiz tamamen tecrübe edinmemize dayalıdır. İlk balığı keşfettiğimiz anda yavaşça tüm ciğerlerimizi doldurarak nefes alıp akabinde yarısını bırakarak dibe batmalı, ava sakince yaklaşılmalıdır. Burada nefesimizi bırakmamızın nedeni batışı hem sessiz hemde hızlı yapabilmemiz içindir, palet vurma yada taşlara tutunarak inme balığı anında uzaklaştırır. Zaten sığ suda yapıldığı için çokta sualtında zaman harcamayacağız. Nefesimizin bir kısmını bırakıp daldıktan sonra sıra ava sokulmaya geliyor ki burada oldukça sessiz olmalıyız. Ellerimizle zemini tutarak yada zıpkının kabzasıyla hafifçe zeminde kendimizi iterek yaklaşabiliriz. Tamda bu sırada eğer balık bizi fark ederse agaşon tekniği devreye girer yani balığı çağırma sanatı. Genelde önerilen gırtlaktan çıkaralıan kalp atışı gibi ritmik bir sesdir. Ancak bunu uygularken benim en çok karşılaştığım sorun nefesimi kontrolsüzleştirmesi oluyor. Benim daha çok uyguladığım yöntem ya zıpkın kabzası ile zemine yada zıpkını tuttuğum elimin iki parmağı arasına sıkıştırdığım taşı zıpkın kabzasına ritmik olarak vurmak oluyor. Eğer karşınızdaki balık çipura ise zaten meraklı olması sebebiyle hem sese hemde sizin görüntünüze odaklandığı için sokulacaktır. Bu sokulma evresi çok uzun süremeyeceği için artık atışa hazır olmak gerekir.
Levrek
Eğerki karşımızda bir levrek varsa zaten bu avlanmaya en yatkın balıktır :) daha kolay bir av olabilir. Gerek çipuraya gerekse diğer sığ su balıklarına nazaran daha meraklı ve korkusuzdur. Bu özellikleride onu mutlak bir av haline getirir. Yine tarama yaparak avımıza başlıyoruz ve agaşon tekniğini her daim kullanmaya hazır ilerliyoruz. Taramamızı yaparken dahi her an bolca nefes alıp yarısını verip dibe inmeye hazır olmalıyız. Hareketsiz ve sakin taramalar yaparken mutlaka, özellikle kış aylarında bir av sürüsüne rast gelirsiniz.  Bu durumda mutlaka ağzımızdan şnorkeli çıkarıp nefesimizide verip dibe inmemiz gereklidir. Eğer levreği ürkütmediysek daha dibe varmadan bize yaklaşabilir. Yani dibe inerken dahi atışa hazır olmamız lazım. Artık şartlar istediğimiz gibi dipte isek levreğimiz ilk seferde gelmesede dönüp hızla gelebilir. Yeterince emin olup ve yalnızca birine odaklanıp atışımızı yapabiliriz. Bazen şans eseri çok sayıda bir sürüyle karşılaşabiliyoruz bu durumlarda en büyük hata birine odaklanmak yerine birden çok balığa odaklanıp atış yapmak, muhtemelen bu hata ile balığı vurmanız çok zor :) Kesinlikle tek balığa odaklanıp ona göre teknik uygulamayı tavsiye ederim. Son olarak bu teknikteki en kolay avlanma tecrübemide paylaşayım :) Sığ mevkilerde neredeyse yüzeye kadar olan taşlık ve yosunluk alanlarda sessizce taşların arasında ilerlemek ve avlanmaya gelen levrekleri daha rahat avlamak :) Ancak avı ilk gören kesinlikle biz olmalıyız. En çok avlanma konusunda tavsiyem ise saat olarak gün doğumunu seçmeniz ve kayalıklar arasında gezinen levrekleri sakince avlamanız.
Elbette başlarda ıskalamalar, hiç atış yapamamalar, şişi yamultmalar dahi olabilir. En azından ben ilk tecrübelerimde balıktan ziyade, Akçay mevkinde bir çok cep telefonu, cüzdan, kimlik, oyuncak helikopter gibi bulduğum eşyalarla yetindim :) Hatta yeri geldi ağları kayaya takılan amatör balıkçı bir abimede yardım amaçlı saatlerce ağ kurtarma dalışı yaptım :) Yine 2 güzel levreği vurduktan sonra söndürmeden şişten çıkarıp, kaçmasına sebep oldum :) Ancak unutulmamalıdır ki acemilik en iyi bilgi topladığımız ve tarafsız olduğumuz dönemdir. Profesyonelleştikçe yaşadığımız bu komik maceralar, vurduğumuz balığı yerken anlatılan tatlı anılara dönüşüyor :) Burada önemli olan hevesinizi ve azminizi kaybetmeden sakince taktiği uygulamadan geçiyor. Son olarak bu sistem kesinlikle yeni başlayanlar için en çok önerdiğim taktiklerden biridir. Hem sualtındaki canlıları hemde av sistemini tanımaya dair çok fazla tecrübe kazandırıyor.  Diğer paylaşımımda bir başka avlanma taktiğini ve tecrübemi sizlerle paylaşmak üzere şimdilik hepinize iyi dalışlar ve kusursuz avlanmalar dilerim...

Agaşon tekniği
Kule ve Yemleme teknikleri
Devamını oku...

22 Ocak 2014 Çarşamba

Zıpkınla balık avı / hazırlık

Avcılık, atalarımız için hayatta kalmanın yolu olmasına karşın günümüzde daha sportif amaçlarla yürütülmektedir. İnsanoğluna atalarından miras kalan özelliklerden biride av dürtüsüdür. Tamda bu noktada devreye avcılık sporu girer, bir çok branşı olup disiplin, özgüven, sabır, plan ve koordinasyon isteyen en temelindede avlanma ahlakı gerektiren bir spordur. Her ülkenin belirlemiş olduğu avlanma usul ve koşulları çerçevesinde gerekli belgeler tamamlandıktan sonra yapılabilen bu spor, dünyada oldukça ilgi görür.
Ancak bu paylaşımımda sualtı sporlarından olan zıpkın avcılığı branşına değineceğim. Oldukça disiplin ve teknik isteyen bir spor olduğu için elbette yöntem ve tecrübelerde artıyor. Diğer sayfalarımızın aksine bu paylaşımda teknik bilgiyle birlikte deneyimlerimi aynı anda sunacağım.

İlk işimiz bu spora başlamadan önce  kendimizi tanımaktan geçiyor. Adrenalinin yanısıra ne kadar disiplinli, koordinasyon, teknik, tecrübe ve sualtı bilgisi gerektiren, sabır, fiziksel ve ruhsal güç isteyen bir spor olduğunu bilmemiz ve bu şartlara göre hareket etmemiz gerekir. Avlanma ahlakımız yerleşmiş ve bu şartları yerine getirebiliyorsak öncelikle dalışımız için belli ekipmanlara ihtiyaç duyacağız.
Avlanma ahlakı oldukça basit bir mantık ve vicdan muhakemesidir aslında. Balıkların üreme dönemleri, popülasyon yoğunlukları, yenilebilir olması, az ve öz miktarda avlanması, avlanma yasağı olmaması gibi gayet olağan kuralları içerir. Ayrıca güneşin batımıyla birlikte fenerle avlanmak kesinlikle yasaktır.
Dalış ekipmanlarımızı sıralamak gerekirse; Zıpkın avcılığına uygun dalış elbisesi, eldiven, patik, zıpkın, maske, şnorkel, palet, ağırlık kemeri ve ağırlık, balık teli, sualtı bıçağı olmazsa olmazlarımız. Bunların yanısıra avlanmayı kolaylaştıran bir takım malzemelerde mevcut, örneğin çanta görevi gören şamandıralar, küçük botlar, sualtı bilgisayarları gibi ekipmanlarda eklenebilir.

Dalış elbisesi seçimini yaparken dikkat etmemiz gerekenler; Avlanılacak bölgenin sualtı yapısına göre kamuflaj renginin belirlenmesi ki bu bir çok balık için oldukça önemlidir. Yine suyun sıcaklığı, avlanacak olan balık çeşidine göre 3mm, 5mm, 7mm gibi seçimlerin yapılması önemlidir. Tüplü dalışın aksine bu scuba tercihimizde göğüs pedi olan, güçlendirilmiş, iki parçadan oluşan, fermuarsız ve mutlaka neopren özellikte olmasıda oldukça önemlidir. Çünkü ısı yalıtımı fazla, konforlu ve yumuşaktır ayrıca ciğerlerimizi sıkıp bizi bunaltmaz. Dalışınızın konumunu ve niteliklerini, dalış elbisenizi temin edeceğiniz merkezlere mutlaka belirtip size en uygun olanı talep edin ve birden çok yere danışın. Eldiven ve patiklerimiz yine dalış elbisenizdeki şartları taşıyıp sağlam ve mümkünse güçlendirilmiş olması daha avantajlıdır. Maske, şnorkel, palet ve bıçakta ise dalış branşında anlatıldığı nitelikleri taşıması gerekir. Ancak palet konusunda yine av planına göre daha uzun ve rahat esneyen paletler tercihiniz olsun. Av sırasında kullanacağımız ağırlıklar ise;
Ağırlık Ayarları
Bu ağırlıklar kişinin kilosuna göre +1kg/-1kg oynayabilir
Balık teli ise avladığımız balığı şişten çıkardıktan sonra yanımızda muhafaza etmemizi sağlar. Ancak küçük çanta vazifeside gören şamandıralar, botlarda bu görevi görebilir ve daha avantajlı olur. Vurduğumuz balığın diğer avcı balıkları çekmesinide engellemiş oluruz :)

Ekipmanlarımızı temin ettikten sonra sıra nefes egzersizine geliyor. Bilindiği üzere zıpkın avcılığı tüpsüz, serbest dalış yöntemi ile ilişkilidir. Bu nedenle nefes egzersizleri ile ciğer kapasitemizi arttırmamız gerekir. Sırası ile kendi kullandığım nefes egzersizini sizle paylaşayım;
1-) Burnunuzdan derin bir nefes alın, ciğerleriniz havayla dolana dek devam edin. yaklaşık 10-15 saniye kadar tutun ve nefesinizi ağzınızdan ciğerlerinizdeki hava tamamen boşalana dek verin.
2-) Tekrar burnunuzdan derin bir nefes alın, nefesinizi tutun ve 10-15 saniye sonunda(nefes vermeden) tekrar nefes alın. 3-5 saniye sonra nefesinizi ağzınızdan tamamen bırakın.
3-) Tekrar derin bir nefes alın, 10, 15 ve 20. saniyelerde tekrar nefes almaya çalışın ve yine 3-5 saniye sonra nefisiniz ağzınızdan tamamen boşalana dek verin.
Bu nefes egzersizi öncesi takribi 110 saniye nefesimi tutarken düzenli uygulamalar ile bu süreyi 190/200 saniyeye çıkardım. Ancak sualtında her zaman bir güvenlik payı bırakıp 120 saniyeyi aşmamaya çalışıyorum. Yine nefes tutma sürelerimiz kişisel nefes egzersizlerimize, soğuğa verdiğimiz tepkiye, derinliğe göre değişiklik gösterir.

Zıpkın seçimine gelince bu aslında birazda sizin tecrübenize göre değişiklik gösterebilir. Ancak yeni başlayanlar için 45, 60 lık zıpkınlar yerine 70, 75 ve 90 lık zıpkınlar idealdir. Çünkü her düşük zıpkınla hem atış mesafeniz düşer hemde kendinizi geliştirmenizde güçleşir. Zıpkının modelinden çok zıpkın lastiğinin sertliği, tetik mekanizması, emniyeti, şişin pürüzsüzlüğü, şiş ve zıpkın arasında kullanılan ipin sağlam ve güvenilirliği gibi teknik özellikler daha önemlidir. Lastik gerimi zıpkını kaçlık alırsanız alın aynı güçlüktedir. Zaten zıpkın için özel scuba aldığınızda göğüslük pedi bulunacak ve eldivenle gerim işlemini yapacağınız için çokta zorlanmayacaksınız. Mutlaka dalış tekniğinize göre zıpkın numarasını belirleyin. Diğer 'av teknikleri' sayfamızda bahsedeceğimiz sığ su, agaşon gibi bir teknik kullanacaksanız 70, 75 lik zıpkınlar daha idealdir. Ancak derin dalış yapıp farklı teknikler kullanacaksanız 90 lık ve özel yapım daha uzun zıpkınlarda kullanabilirsiniz. Avınızın tekniğine, tecrübeye ve av planına göre zıpkın bulmanız gerekmektedir. Zıpkın seçimine yine teknikler sayfamızda ayrıca değineceğiz.

Avlanmaya, psikolojik ve fiziksel olarakta hazır olmamız lazım. Dalıştan 2 saat önce hiç yemek yemememiz ve gün içerisinde hafif, az yağlı, haşlanmış et gibi besinler tüketmeliyiz. Dalış öncesi herhangi bir alkollü içecek tüketmemek kesinlikle çok önemlidir. Dalış sonrasında ise genelde çikolata, şeker türü tatlı birşeyler yemek ve çay gibi sıcak içecekler tavsiye edilir :) Önceden hazırlanmış bir 'dalış ekipmanları çantası' her zaman avantajlıdır ve sürekli aklınızın ekipmanlarınızda olmasını, 'unuttuğum birşey var mı?' sorusunu düşünerek dikkatinizin dağılmasını engeller. Dalış öncesi ve dalış süresince aklınızın tamamen avda olması için moralinizin yüksek olması, aklınızın başka yerde olmayacak şekilde motive olmanız ve herhangi bir grip, nezle gibi sağlık problemleri yaşamamanız gerekmektedir. Bu şartlar doğrultusunda avlanmanız daha verimli ve zevkli geçecektir.

Artık hazırlıklarımız tamam, bundan sonra diğer sayfalarımdaki teknikler ile avlanmaya geçebiliriz... :)
Sığ Su Baskın Tekniği
Agaşon Tekniği
Kule ve Yemleme Teknikleri



Devamını oku...

21 Ocak 2014 Salı

Paraşüt

Paraşütle atlamak kelimenin tam anlamıyla özgür olmak denebilir :)

Teknik olarak değinirsek;

Paraşüt sporu, gerek kubbe paraşütle gerekse kanat paraşütle adrenalinin tüm seviyelerini yaşama hazzı sunar. Kubbe paraşütlerin manevra kabiliyetleri ve yönlendirme sistemi kanat profildeki paraşüte göre daha düşüktür.
ekstrem paraşüt

 Kanat profildeki paraşütler ise gerek manevra konusunda gerekse daha yumuşak iniş konusunda avantaj sağlar. Yine paraşütümüzün üretildiği kumaşın Hava geçirgenlik özelliği de farklılık gösterir.

serbest paraşüt, ekstrem

 Ve elbette paraşüt sporunun vazgeçilmezi ana paraşütümüzün yanı sıra birde yedek paraşütümüzün kuşamımızda bulunması gereklidir. Günümüz sportif paraşüt branşında daha çok kanat profil paraşüt rağbet görür.Yavaş ve stabil uçuş için hedef paraşütleri; sağlam, türbülanstan az etkilenen ve CF paraşütleri; daha sportif amaçlı ve aynı zamanda yamaç paraşütü mantığıyla yani yerden kalkma mantığındaki paraşütlerdir. Yine ayrıca bahsedebileceğimiz; 
Askeri taktik paraşütleri,

askeri taktik paraşüt


 Uçaklar için fren paraşütleri


uçak fren paraşütü

Yük paraşütleri v.b. eklenebilir.

uçaktan yük bırakma


Bu sporu ilk deneyimlemem;

Paraşüt kuşamı

  17.07.2008 tarihinde Türk Hava Kurumu bünyesindeki, Eskişehir İnönü Eğitim Merkezinde kubbe paraşütle oldu. Hayatımdaki 2. havacılık faaliyetiydi. Bir haftalık hızlı, yorucu, bilgisel ve fiziksel eğitimin ardından yapılan yazılı, sözlü ve uygulamalı sınavlarda başarılı olduktan sonra sabah saat 03:00 de uyanıp tüm tertibatlarımızı kuşanıp sıramızı beklemeye başladık. Her şey bir anda geçip ve sıra bize geldiğinde ise artık tamamiyle kendimizi akışa bırakıp o anı yaşamaya başladık. Teçhizatlı ağırlığımız oldukça fazla olması sebebiyle hocaların yardımıyla kalkıp, düzenli bir sırayla koşup derhal uçağa (yine hocaların yardımıyla) binip uçağın kalkışını akabinde atlamayı beklemeye başladık. Atlayış sırası neredeyse hemen gelmişti. Hoca kapıyı açtı ve ilk komutları vermeye başladı derken kendimi bir anda kapıda ve yine Hocamızın da 'desteği' ile bir anda gökyüzünde, boşlukta buldum :) Verilen eğitimin her aşaması aklımızda tekrar tekrar canlanırken yüreğimiz sadece özgürlüğü hissediyordu. Tamamiyle özgür olmanın, rüzgarın paraşüt açılana dek yüzümüze yaklaşık 4sn. de olsa delicesine vurmasını, takribi 1dk. süren iniş süreseni bir ömre bedel sayabilecek adrenalin dolu harika bir duyguyu tatmak paha biçilemezdi :) Sonrasında bu sporu bireysel olarak yine bir ekip içerisinde profesyonel düzeyde ilerletmek mümkün ve mutlaka sizlere de tavsiye ederim :)


Paraşüt atlayışı





Devamını oku...

Dalış

Sualtı spor dalları, TSSF(Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu) bünyesince 'can kurtarma, donanımlı dalış, havuzda hedef vurma, paletli yüzme, serbest dalış, sualtı görüntüleme, sualtı hokeyi, sualtı navigasyon, sualtı ragbisi, su kayağı, zıpkınla balık avı' olarak sıralanmaktadır. Bu sualtı dalları içerisinde donanımlı dalış ve zıpkınla balık avı branşlarına değineceğiz. Ancak Zıpkınla balık avı taktiksel olarak ve deneyimlerimce oldukça detaylı olduğu için bir başka sayfamızda yayımlanacaktır :)

Bu spor dalının tanıtımında teknik bilgileriyle birlikte, tarihi, bilinmeyen ve ilginç yönlerinide aktarmakta fayda görüyorum.
Tarihsel olarak baktığımızda ise, insanoğlu varoluşundan bu yana etrafı sularla çevrili hayatı içerisinde, elbette sualtına büyük bir merak duyup gizemini keşfetmeyi arzuladı. TSSF belgelerine göre insanoğlu ilk defa bundan en az 5000 sene önce okyanus dipleri ile tanışmış, sualtının eşsiz güzelliği ve gizemiyle baş başa kalmıştır.

Sualtında uzun süre kalmak için uygulanan taktikler ise kısaca şunlardı;
Uzun bir boru yardımı ile suyun altında gezinebilmek başta oldukça mantıklı ve basit görünsede uygulama safhasında başarısız olmuştur. Çünkü borunun boyu ve suyun altında basıncın artması sebebiyle sağlıklı sonuçlar alınamamış daha kısa mesafeli alanlarda kullanılmıştır.

16. yüzyılda ise 'dalış çanları' sistemi uygulamaya girdi. Çan sistemi basitçe; dalacak olan kişinin başını geniş bir çanın içine sokması ile suyun dibine ulaşana kadar çan içinde kalan havayı kullanıp sonrasında çandan ayrılıp nefesini tutarak suyun dibini keşfedip, havası bitince tekrar çana girip nefes alma prensibine dayanmaktadır.

Yine 16. yüzyılda Ada ülkesi olan İngiltere ve daimi komşusu Fransa' da deriden yapılan dalış elbiseleri denenmeye başlandı. Tamamen metalden kapalı kasklar içerisine, satıhtan kürükler vasıtası ile hava pompalanıyor ve böylece dalgıç suyun daha derinlerine inebiliyordu. 18. yüzyılın ortalarına kadar gemi enkazlarındaki çalışmalarda kullanılan bir yöntemdir.

19. yüzyılda ise Paul BERT ve John Scott HALDANE bilimsel çalışmaları sayesinde suyun basıncının insana olan etkisini ve emniyetli dekompresyon(halk dilinde; vurgun) limitlerini keşfetmişlerdir. Kompresörlü hava pompaları, regülatörler v.b. ekipmanlar yine bu araştırmalar neticesinde icat edilip kullanımına geçilmiştir.

20. yüzyılda artık teknolojik ve bilimsel değerler oldukça güçlenmiş, daha sistemli dalış dönemi başlamıştır. USS Squalus denizaltısı 1939 da helyum/oksijen karışımının ilk büyük kullanımını gerçekleştirmiştir. Sert kasklı sistem artık daha popüler ve kullanışlı gibi görünsede, dalış süresince hareketleri kısıtladığı için scuba ekipmanlarının gelişmesine yol açmıştır.

Teknik olarak, tüplü dalışta kullanılan malzemelere değinecek olursak;
Maske; Suyun altında belli bir hava hacmi vasıtasıyla görmemizi sağlar. Dalış, görmeye dayalı olması sebebiyle maske seçimi çok önemlidir. Bu seçimi yaparken camının sertleştirilmiş ve darbeye dayanıklı olması, rahatça yüze oturan bir eteğinin bulunması, burnu kapayan ve dışarıdan burna parmakla basmaya olanak verebilmesi, mümkün olduğunca küçük iç hacmi ve geniş görüş açısı olmalıdır.



Şnorkel; Dalgıcın suyun yüzeyini başını çıkarmadan hava almasını sağlayan ekipmanıdır. Tüplü dalışta iseniz su yüzeyinde yapılan etkinlikler süresince tüpünüzdeki havayı harcamamak için kullanılabilir. Geniş boru çapına sahip, 42 cm den daha uzun, kullanım amacına göre tercih edilir.


Paletler; Teçhizatlı ağırlığınız sebebiyle sudaki hareket ve ilerleme kabiliyetinizin düşmesini önlemek için kullanılır.Topuğu kapalı ve açık tip olarak iki çeşittir. Topuğu kapalı tipler serbest dalışa daha uygundur. Palet seçimi yaparken ise dalış yapacağınız bölgenin sualtı coğrafi durumu, palet boyu, bacaklardaki fiziksel güç ve dalışın niteliğine/amacına göre tercih edilir.


Ağırlık kemeri; Dibe batmamızda bize yardımcı olan ve kişinin ağırlığı, kuşamı, uygulama amacına göre çeşitli ağırlıklarla desteklenen kemer/yelek tipidir. Kolay sökülebilir olması oldukça önemlidir çünkü sualtında acil durumlarda çıkarmak gerekebilir.


Elbise; Akla ilk geldiği üzere bizi suyun ısısına karşı vücut sıcaklığımızı muhafaza edeceğimiz, dalış amacına göre gerekli şartları taşıyabilmemiz için giydiğimiz özel giysilerdir. Vücuda tam oturmalı ancak nefes alıp vermeyi engellememeli. Yarı ıslak, kuru gibi özellik tercihleride yine kullanım amacına uygun olmalıdır. Kalınlıkları 3mm, 5mm ve 7.5mm olmak üzere üretimleri mevcuttur, kullanım amacına göre tercih edilmelidir.


Eldiven; Dalış süresince ellerimizi tıpkı elbise gibi vücudumuzdaki ısı kaybını engelleyen, dalış sırasında kaya çizilmeleri, diken batmaları gibi dış faktörlerdende koruyucu özelliğe sahiptir.


Patik; Dalış süresince ellerimizi, tıpkı elbise ve eldiven gibi vücudumuzdaki ısı kaybını engeller. Arkası açık/atkılı paletlerin kullanımı için gereklidir. Dalış amacına göre daha sağlam malzemelerden üretimi gibi özelliklerine dikkat edilmelidir.


Denge yeleği; (BC) Hava alarak şişirilen ve hava tahliye ederek küçülen bir yelektir. Dalgıcın, hacmi kullanarak yüzerlilik durumunu kontrol etmesini sağlar. Modern denge yelekleri direk tüpten hava basılarak şişirilip, tahliye valflerincede indirilebilmektedir. Dalış sırasında su yüzeyinde dinlenmek veya su altında herhangi bir derinlikte yüzerlilik kazanmasını sağlar. Üç çeşidi mevcuttur; boyundan geçen, sırtlık altı ve ceket tipleridir ve yine kullanım amacına göre tercih edilir.


Scuba tüpleri; Su altında soluyacağımız basınçlı havayı muhafaza eden metal silindirik kaplardır. Değişik ebat ve kapasiteleri mevcuttur. Hava tüplere takribi 200 Atm basınçla doldurulur ve yine tüp seçimi yaparken kullanım amacına göre tercih edilir.


Regülatör; Tüpteki yüksek basıncı düzenleyip +/-, çevremizdeki basınca uygun hale getirir. Regülatörler ayrıca ikinci bir kademeyi(ahtapot) ve BC şişirme sistemide içerir. Ahtapot, dalgıçlardan birinin oksijen sorunu yaşaması durumunda iki dalgıcın aynı regülatörden nefes almasını sağlar. Ahtapot, uzun hortumu ve parlak rengi ile kolaylıkla ayırt edilebilir.

Sualtı basınç göstergesi; Tüpteki hava basıncını izlememizi sağlar. Dalışınızı bu gösterge sayesinde planlayabilir ve havasız kalmadan planınız doğrultusunda dalışınızı gerçekleştirebilirsiniz. Sıkça kontrol edilmeli ve kontroller mutlaka alışkanlık haline dönüştürülmelidir.



Dalış bilgisayarı; Daha çok profesyonel dalışlarda kullanılır. Derinlik, sıcaklık, dalış zamanı v.b. önemli ayrıntıları gösterir. Ayrıca dalış öncesi girilen değerler doğrultusunda, sınır dalış metrelerinde sizi uyarır. 




Bıçak; Suyun altında yaşanabilecek herhangi bir tehlike, kaza durumuna karşın oldukça gerekli bir ekipmandır.





Bu sporu ilk deneyimlemem;

20/08/2012 tarihinde Altınoluk, Antandros dalış merkezinde değerli Erkan ERTÜRK hocam ile ilk dalış eğitimimi gerçekleştirdim. Havacılığın ve kara sporlarının yanısıra sualtı sporunada adım atmayı uzun süredir istiyor ancak vakit bulamıyordum. Sonunda yakaladığım ilk fırsatta Erkan hocamla irtibata geçip dalış eğitimlerine başladım. Başından sonuna kadar oldukça zevkli ve heyecanlı gideceğini tahmin edebiliyordum ancak o kadar sıcak bir ortamı yakalayacağımı hiç düşünmemiştim. Dalış öncesi ve sonrası biraz atıştırıp, çayımızı içip sohbetimizi ediyorduk. Yeri geliyordu çiğ köfte günü bile düzenleniyordu, tamamen aile sıcaklığında ve çok enerjik bir deneyimdi benim için. İlk dalışımızda beklentim, alıp başımızı derinlere gitmekti ve elbette öyle olmadı :) Öncelikle bir takım sığ suda yapılan derslerimiz vardı sonrasında yavaş yavaş derinlere geçecektik. İlk gün öncelikle sığ suda yapılan dersi atlattıktan sonra ikinci dalışımıza geçtik ve tüm sporların ne denli kendine has bir hazzı olduğunu yine anladım. Sanki uzay boşluğu gibi yer çekimsiz bir ortamı andırıyor, havadayken perdövites durumunda yaşadığım o 5, 6 saniyelik hissi tüm dalış boyunca yaşayabiliyordum. Tabi eğlenmenin yanısıra dalışı öğrenmekte gerekiyor :) yeri geliyor sualtında fotoğraf çekiniyor yeri geliyor askıda kalma gibi derslerimizi yapıyorduk.


Bence ders süresince hocalarla olan ilişki çok önemli çünkü ilk deneyimlerde tamamen farklı bir dünyaya adım atıyorsunuz ve yanınızda güven duyabileceğiniz birinin olduğunu bilmek inanılmaz bir rahatlık veriyor. Takribi 5 10 metre sonrasını görememek hem heyecan hemde keşfetme duygusu uyandırıyor. Çocukluğumdan beri denize aşina olmam, amatör olarak şnorkel ve paletle dalıp küçük yengeçler, midyeler toplamama rağmen bir türlü yenemediğim yosun korkumuda yine kurs süresince yenmeyi başardım :) Kurs sonunda ise mutlaka bu sporuda devam ettirip dahada tecrübe kazanmayı istedim. Ancak vakit problemlerinden dolayı biraz ara verdim daha çok kendi ekipmanımla zıpkınla avlanıyorum. Ama ilk fırsatta Erkan hocamla keyifli dalışlarımıza mutlaka devam edeceğim. Ekstrem sporlar arasında oldukça fazla branşa sahip olan sualtı sporlarını kesinlikle tavsiye eder ve şimdiden iyi dalışlar dilerim :)




Devamını oku...

20 Ocak 2014 Pazartesi

Yamaç paraşütü video arşivi (kalkış, uçuş ve iniş) :)

yp devre


Yamaç paraşütünün ne kadar rahat ve güvenilir bir spor olduğunu acemilik dönemlerimdeki bir kaç video ile göstermek istiyorum :) Kalkış anında bir problem yaşamanız pekte olası değil ancak inişlerde nadirende olsa ufak sıkıntılar olabiliyor. Burada önemli olan belli güvenlik şartları sağlandıktan sonra uçuşa çıkmaktır. Aksi taktirde yollara oradan ise minik çıkıntılara iniş yapmanız mümkün. Bunun ufak bir örneğini aşağıdaki iniş videomda bulabilirsiniz :)



Güvenli ve gayet sakin bir kalkış :)



Tatlı bir rüzgarla, sakin uçuş :)


Bazı inişlerde şansınız yaver gitmeyebilir :)

Videolarda emeği geçen Görkem SARI devremede çok teşekkürler :)
YP Devrem

Devamını oku...

19 Ocak 2014 Pazar

Okçuluk

yay 1Okçuluk oldukça köklü bir tarihi olan, ekstrem spor dallarından biridir. Tarih boyunca insanoğlu yaşamını idame ettirebilmek için avlanmıştır. Avlanabilmek içinse çeşitli silahlar üretmiş ancak en önemlisi olan, uzak menzilden avını etkisiz hale getirme arzusu, tüm bu silahların önüne geçen Yayı icat etmelerine sebep olmuştur. Yayla birlikte insanoğlu artık daha sessiz, daha disiplinli ve daha stratejik avlanma yöntemlerine geçmiştir. Buda insanoğlunun gerek avcılıkta gerekse savaşlarda sayı avantajını bırakıp daha stratejik planlar yapmasına olanak sağlamıştır.



Teknik olarak değinirsek;

yay 2Okçuluk ilk olarak 1904 Yaz Olimpiyatlarına dahil edilmiş ve bu hamleyle birlikte silah gücünü yitiren okçuluğun daha sportif amaçlı kullanımı başlamıştır. Yayların(Olimpik/makaralı/tatar) genel üretim malzemesi fiber, ahşap, karbon veya çelikten üretilmektedir. Esnek maddesi ise solar kauçuktan üretilir.(misin) Oklarda yine fiber, tahta, karbon, alüminyum veya çelikten üretilebilir. Oklarda yönlendirme amaçlı tüyler bulunur ve sayısı aerodinamik özelliklere göre farklılık gösterebilir ancak genel sayı 3 tür. 60 / 71 cm uzunluğunda, ağırlıkları 20 / 28 gram dır. Hedefler ise çember çizgilerle hazırlanır ve beş renge boyanırlar. Bu renkler dıştan merkeze doğru beyaz, siyah, mavi, kırmızı ve sarıya boyanır. 122 cm çapındaki hedef 70 ve 60, 80 cm çapındaki hedef ise 50 ve 30 metre atışlarda kullanılır. Kısacası hedefin çapı okun atılacağı uzaklık baz alınarak hesaplanabilir. Olimpik oyun kurallarında ve salon okçuluğunda ise daha fazla kural bulunmaktadır. Kol ve sırt kasları, göz kordinasyonu gerektiren bir spor dalıdır.

yay 3
Kiriş: Okun tutturulduğu ve çektiği iptir. Orta noktası, ok ağırlığının içini dolduracak şekilde kalındır.
Handle: Yayın kavrandığı ve limblerim tutturuldu yerdir.
Limb: Handle' ın alt ve üst kısmında bulunan, tahta, karbon, fiber v.b. malzemelerle yapılır. Yayın esnemesini ve sertçe kapanıp oku fırlatmasını sağlayan ekipmandır.
Nişangah: Nişan almayı sağlayan, ayarlanabilir ekipmandır.
Clicker: Kiriş yeteri kadar çekilip, oku atmak için uygun mesafe yakalandığında, okun üstünden yana doğru 'klik' sesi çıkaran sistemdir. Sesle birlikte ok atılır.
Stabilizer ağırlıklar: Handle' ın tam ortasından yana tutturulan ve fırlatma esnasında oluşan sarsıntıyı en alt düzeye indirmeye yarar. Ok atıldıktan hemen sonra açığa çıkan enerji yayın ucuna gidip, yayı aşağıya iter.


Bu sporu ilk deneyimlemem;

yayyayOkçuluğa, 18.09.2011 tarihinde yamaç paraşütü sporuyla ilgilenirken, Eskişehir' de arkadaşlar vasıtası ile bir kulüp çalışmasıyla başladım. Zamanla, 'kolay' olduğunu düşündüğüm okçuluğun, aslında oldukça güç ve koordinasyon isteyen bir spor olduğunu öğrendim. Ve böylece ilgim her geçen çalışmada dahada arttı. Ancak ben okçuluğu daha çok av amaçlı kullanmayı, yayla avlanma hazzını tatmayı arzuluyordum.
Avlanma için gerekli evrakları toparlama sürecine tam girmişken, yamaç paraşütüyle ilgili gelen bir teklif sebebiyle vazgeçmek zorunda kaldım. Ancak bu arzumu henüz gerçekleştiremesemde av amaçlı yayımı alıp gerekli ekipmanlarımı toparladım, şimdilik fırsat buldukça hedef atışları yapıyorum. Ve bu yıl içerisinde av sezonu tekrar açıldığında, avlanma belgelerimi hazırlayıp güzel bir av macerasına girmeyi planlıyorum. Akabinde bu tecrübemide sizlerle paylaşıp tavsiyelerimi sunacağım. Okçuluk, gerek tarihsel, gerek güç ve koordinasyon, gerekse avlanarak adrenalini farklı bir atmosfere taşıma şansınızın bulunduğu harika bir spor dalı. Sizlerede bu heyecan, adrenalin dolu sporu kesinlikle öneriyorum. Şimdiden iyi atışlar :)

yay

yay





















Devamını oku...