21 Ocak 2014 Salı

Dalış

Sualtı spor dalları, TSSF(Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu) bünyesince 'can kurtarma, donanımlı dalış, havuzda hedef vurma, paletli yüzme, serbest dalış, sualtı görüntüleme, sualtı hokeyi, sualtı navigasyon, sualtı ragbisi, su kayağı, zıpkınla balık avı' olarak sıralanmaktadır. Bu sualtı dalları içerisinde donanımlı dalış ve zıpkınla balık avı branşlarına değineceğiz. Ancak Zıpkınla balık avı taktiksel olarak ve deneyimlerimce oldukça detaylı olduğu için bir başka sayfamızda yayımlanacaktır :)

Bu spor dalının tanıtımında teknik bilgileriyle birlikte, tarihi, bilinmeyen ve ilginç yönlerinide aktarmakta fayda görüyorum.
Tarihsel olarak baktığımızda ise, insanoğlu varoluşundan bu yana etrafı sularla çevrili hayatı içerisinde, elbette sualtına büyük bir merak duyup gizemini keşfetmeyi arzuladı. TSSF belgelerine göre insanoğlu ilk defa bundan en az 5000 sene önce okyanus dipleri ile tanışmış, sualtının eşsiz güzelliği ve gizemiyle baş başa kalmıştır.

Sualtında uzun süre kalmak için uygulanan taktikler ise kısaca şunlardı;
Uzun bir boru yardımı ile suyun altında gezinebilmek başta oldukça mantıklı ve basit görünsede uygulama safhasında başarısız olmuştur. Çünkü borunun boyu ve suyun altında basıncın artması sebebiyle sağlıklı sonuçlar alınamamış daha kısa mesafeli alanlarda kullanılmıştır.

16. yüzyılda ise 'dalış çanları' sistemi uygulamaya girdi. Çan sistemi basitçe; dalacak olan kişinin başını geniş bir çanın içine sokması ile suyun dibine ulaşana kadar çan içinde kalan havayı kullanıp sonrasında çandan ayrılıp nefesini tutarak suyun dibini keşfedip, havası bitince tekrar çana girip nefes alma prensibine dayanmaktadır.

Yine 16. yüzyılda Ada ülkesi olan İngiltere ve daimi komşusu Fransa' da deriden yapılan dalış elbiseleri denenmeye başlandı. Tamamen metalden kapalı kasklar içerisine, satıhtan kürükler vasıtası ile hava pompalanıyor ve böylece dalgıç suyun daha derinlerine inebiliyordu. 18. yüzyılın ortalarına kadar gemi enkazlarındaki çalışmalarda kullanılan bir yöntemdir.

19. yüzyılda ise Paul BERT ve John Scott HALDANE bilimsel çalışmaları sayesinde suyun basıncının insana olan etkisini ve emniyetli dekompresyon(halk dilinde; vurgun) limitlerini keşfetmişlerdir. Kompresörlü hava pompaları, regülatörler v.b. ekipmanlar yine bu araştırmalar neticesinde icat edilip kullanımına geçilmiştir.

20. yüzyılda artık teknolojik ve bilimsel değerler oldukça güçlenmiş, daha sistemli dalış dönemi başlamıştır. USS Squalus denizaltısı 1939 da helyum/oksijen karışımının ilk büyük kullanımını gerçekleştirmiştir. Sert kasklı sistem artık daha popüler ve kullanışlı gibi görünsede, dalış süresince hareketleri kısıtladığı için scuba ekipmanlarının gelişmesine yol açmıştır.

Teknik olarak, tüplü dalışta kullanılan malzemelere değinecek olursak;
Maske; Suyun altında belli bir hava hacmi vasıtasıyla görmemizi sağlar. Dalış, görmeye dayalı olması sebebiyle maske seçimi çok önemlidir. Bu seçimi yaparken camının sertleştirilmiş ve darbeye dayanıklı olması, rahatça yüze oturan bir eteğinin bulunması, burnu kapayan ve dışarıdan burna parmakla basmaya olanak verebilmesi, mümkün olduğunca küçük iç hacmi ve geniş görüş açısı olmalıdır.



Şnorkel; Dalgıcın suyun yüzeyini başını çıkarmadan hava almasını sağlayan ekipmanıdır. Tüplü dalışta iseniz su yüzeyinde yapılan etkinlikler süresince tüpünüzdeki havayı harcamamak için kullanılabilir. Geniş boru çapına sahip, 42 cm den daha uzun, kullanım amacına göre tercih edilir.


Paletler; Teçhizatlı ağırlığınız sebebiyle sudaki hareket ve ilerleme kabiliyetinizin düşmesini önlemek için kullanılır.Topuğu kapalı ve açık tip olarak iki çeşittir. Topuğu kapalı tipler serbest dalışa daha uygundur. Palet seçimi yaparken ise dalış yapacağınız bölgenin sualtı coğrafi durumu, palet boyu, bacaklardaki fiziksel güç ve dalışın niteliğine/amacına göre tercih edilir.


Ağırlık kemeri; Dibe batmamızda bize yardımcı olan ve kişinin ağırlığı, kuşamı, uygulama amacına göre çeşitli ağırlıklarla desteklenen kemer/yelek tipidir. Kolay sökülebilir olması oldukça önemlidir çünkü sualtında acil durumlarda çıkarmak gerekebilir.


Elbise; Akla ilk geldiği üzere bizi suyun ısısına karşı vücut sıcaklığımızı muhafaza edeceğimiz, dalış amacına göre gerekli şartları taşıyabilmemiz için giydiğimiz özel giysilerdir. Vücuda tam oturmalı ancak nefes alıp vermeyi engellememeli. Yarı ıslak, kuru gibi özellik tercihleride yine kullanım amacına uygun olmalıdır. Kalınlıkları 3mm, 5mm ve 7.5mm olmak üzere üretimleri mevcuttur, kullanım amacına göre tercih edilmelidir.


Eldiven; Dalış süresince ellerimizi tıpkı elbise gibi vücudumuzdaki ısı kaybını engelleyen, dalış sırasında kaya çizilmeleri, diken batmaları gibi dış faktörlerdende koruyucu özelliğe sahiptir.


Patik; Dalış süresince ellerimizi, tıpkı elbise ve eldiven gibi vücudumuzdaki ısı kaybını engeller. Arkası açık/atkılı paletlerin kullanımı için gereklidir. Dalış amacına göre daha sağlam malzemelerden üretimi gibi özelliklerine dikkat edilmelidir.


Denge yeleği; (BC) Hava alarak şişirilen ve hava tahliye ederek küçülen bir yelektir. Dalgıcın, hacmi kullanarak yüzerlilik durumunu kontrol etmesini sağlar. Modern denge yelekleri direk tüpten hava basılarak şişirilip, tahliye valflerincede indirilebilmektedir. Dalış sırasında su yüzeyinde dinlenmek veya su altında herhangi bir derinlikte yüzerlilik kazanmasını sağlar. Üç çeşidi mevcuttur; boyundan geçen, sırtlık altı ve ceket tipleridir ve yine kullanım amacına göre tercih edilir.


Scuba tüpleri; Su altında soluyacağımız basınçlı havayı muhafaza eden metal silindirik kaplardır. Değişik ebat ve kapasiteleri mevcuttur. Hava tüplere takribi 200 Atm basınçla doldurulur ve yine tüp seçimi yaparken kullanım amacına göre tercih edilir.


Regülatör; Tüpteki yüksek basıncı düzenleyip +/-, çevremizdeki basınca uygun hale getirir. Regülatörler ayrıca ikinci bir kademeyi(ahtapot) ve BC şişirme sistemide içerir. Ahtapot, dalgıçlardan birinin oksijen sorunu yaşaması durumunda iki dalgıcın aynı regülatörden nefes almasını sağlar. Ahtapot, uzun hortumu ve parlak rengi ile kolaylıkla ayırt edilebilir.

Sualtı basınç göstergesi; Tüpteki hava basıncını izlememizi sağlar. Dalışınızı bu gösterge sayesinde planlayabilir ve havasız kalmadan planınız doğrultusunda dalışınızı gerçekleştirebilirsiniz. Sıkça kontrol edilmeli ve kontroller mutlaka alışkanlık haline dönüştürülmelidir.



Dalış bilgisayarı; Daha çok profesyonel dalışlarda kullanılır. Derinlik, sıcaklık, dalış zamanı v.b. önemli ayrıntıları gösterir. Ayrıca dalış öncesi girilen değerler doğrultusunda, sınır dalış metrelerinde sizi uyarır. 




Bıçak; Suyun altında yaşanabilecek herhangi bir tehlike, kaza durumuna karşın oldukça gerekli bir ekipmandır.





Bu sporu ilk deneyimlemem;

20/08/2012 tarihinde Altınoluk, Antandros dalış merkezinde değerli Erkan ERTÜRK hocam ile ilk dalış eğitimimi gerçekleştirdim. Havacılığın ve kara sporlarının yanısıra sualtı sporunada adım atmayı uzun süredir istiyor ancak vakit bulamıyordum. Sonunda yakaladığım ilk fırsatta Erkan hocamla irtibata geçip dalış eğitimlerine başladım. Başından sonuna kadar oldukça zevkli ve heyecanlı gideceğini tahmin edebiliyordum ancak o kadar sıcak bir ortamı yakalayacağımı hiç düşünmemiştim. Dalış öncesi ve sonrası biraz atıştırıp, çayımızı içip sohbetimizi ediyorduk. Yeri geliyordu çiğ köfte günü bile düzenleniyordu, tamamen aile sıcaklığında ve çok enerjik bir deneyimdi benim için. İlk dalışımızda beklentim, alıp başımızı derinlere gitmekti ve elbette öyle olmadı :) Öncelikle bir takım sığ suda yapılan derslerimiz vardı sonrasında yavaş yavaş derinlere geçecektik. İlk gün öncelikle sığ suda yapılan dersi atlattıktan sonra ikinci dalışımıza geçtik ve tüm sporların ne denli kendine has bir hazzı olduğunu yine anladım. Sanki uzay boşluğu gibi yer çekimsiz bir ortamı andırıyor, havadayken perdövites durumunda yaşadığım o 5, 6 saniyelik hissi tüm dalış boyunca yaşayabiliyordum. Tabi eğlenmenin yanısıra dalışı öğrenmekte gerekiyor :) yeri geliyor sualtında fotoğraf çekiniyor yeri geliyor askıda kalma gibi derslerimizi yapıyorduk.


Bence ders süresince hocalarla olan ilişki çok önemli çünkü ilk deneyimlerde tamamen farklı bir dünyaya adım atıyorsunuz ve yanınızda güven duyabileceğiniz birinin olduğunu bilmek inanılmaz bir rahatlık veriyor. Takribi 5 10 metre sonrasını görememek hem heyecan hemde keşfetme duygusu uyandırıyor. Çocukluğumdan beri denize aşina olmam, amatör olarak şnorkel ve paletle dalıp küçük yengeçler, midyeler toplamama rağmen bir türlü yenemediğim yosun korkumuda yine kurs süresince yenmeyi başardım :) Kurs sonunda ise mutlaka bu sporuda devam ettirip dahada tecrübe kazanmayı istedim. Ancak vakit problemlerinden dolayı biraz ara verdim daha çok kendi ekipmanımla zıpkınla avlanıyorum. Ama ilk fırsatta Erkan hocamla keyifli dalışlarımıza mutlaka devam edeceğim. Ekstrem sporlar arasında oldukça fazla branşa sahip olan sualtı sporlarını kesinlikle tavsiye eder ve şimdiden iyi dalışlar dilerim :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder