Yamaç paraşütünde bahsettiğimiz üzere bir grup dağcının
serbest paraşütü kullanarak dağın yamaçlarından inmeye çalışması çabaları sonucunda
yamaç paraşütüyle birlikte
yelken kanat fikride o günlerde ateşlenmişti. Dr. Francis Melvin ROGALLO da bu macerada kendine yer edinmiş, yapılan bu denemeleri bir adım daha öteye taşıyıp ilk portatif
delta kanadı yapmayı başardı. Ve artık
planörle
yamaç paraşütünün bir harmanı gibi duran
yelken kanatlar,
havacılık sektöründe sahneye çıkmaya başladı.
Teknik olarak değinirsek;

Alüminyum yada kompozitten yapılan bir iskeletin, kumaş ile kaplanmasıyla yapılmış bir kanat ve hemen altında
pilotun konumlanacağı sisteme bağlı bir tutunma düzeneğinden oluşur. Kanat şekli itibari ile Yunan harfi olan Δ ya benzediği için
yelken kanat isminin yanısıra
delta kanat olarakda adlandırılır.
Uçuş prensibi pek çok motorsuz hava aracında olduğu gibi süzülmeye dayalıdır. Yapılacak olan
uçuşun plan ve niteliğine göre
yelken kanat seçimi yapılır, uygun tepe belirlenir ve
uçuş gerçekleştirilebilir.
Yamaç paraşütünde olduğu gibi yine rüzgarı karşımızdan alarak tepeden koşarak havalanabiliriz. Diğer motorsuz hava taşıtlarının yükselme prensibine sahip olan yelken kanat '
termik' hatlarını kullanarak yükselebilir.

Ayrıca rüzgarlı günlerde, rüzgarı karşıdan alarak saatlerce havada kalabilir.
Uçuşun sonunda ise yavaş ve
stabil bir şekilde neredeyse yürüme hızında iniş gerçekleştirilir. Ayrıca yine yelken kanadın motorlu hali olarakda değinebileceğimiz
microlight sınıflarıda mevcuttur.
Microlightlar çok hafif hava araçları sınıfına girer.
Microlight sınıfına giren araçlar ise 495 kg dır. Tek ve çift kişilik yolcu kapasiteli olup, iki eksende kumanda edilir.(yunuslama/yatış) Motor arızası durumlarında ise derhal ana prensibi olan
süzülüşe geçerek sağlıklı bir iniş sunar.
Bu sporu ilk deneyimlemem;
15.06.2012 tarihinde Türk Hava Kurumu bünyesindeki, Eskişehir İnönü Eğitim Merkezinde 'Yelken Kanat Başlangıç' kursu ile başladı. Oldukça merak ettiğim ve mutlaka tecrübe etmeliyim dediğim bir branştı yelken kanat. Kursun ilk günleri gayet sakin başlasada yer çalışmalarında birden ne kadar kondisyonsuz olduğumu fark etmiştim. Kursla beraber kesinlikle kondisyonada ihtiyaç vardı :) Bu sebeple sabahları fırsat buldukça ara ara koşuyor sonrasında çalışma saatlerini bekliyorduk. Ancak yinede yelken kanadı omuzlanıp, vincin sizi çekmesi ve delicesine koşmak inanılmaz yorucuydu. Ama yer çalışmaları esnasında bir kaç metre dahi olsa yerden yükselmek, 'bütün bu zorluğa değer' dedirtebiliyordu.

Oysaki kursa başlamadan önce hiç uçuşa çıkmadan sürekli yer çalışması yapacağımızı biliyor olmam hevesimi kırıyordu. Ancak
yelken kanatla havalanmak, kelimenin tam anlamıyla
kuş gibi havada olmaktı ve paha biçilemezdi. Kurs süresince yeri geldi çok yorulduk, yeri geldi çok güldük ancak bu branşı burada bırakmayıp kesinlikle devam ettirmeyi düşünüyordum. Ve yine Türkiye bu hava sporu konusundada aslında oldukça şanslı. Genelde
yamaç paraşütü sporunun icra edildiği yerlerde
yelken kanat kursları yada bireysel uçuşları mevcut. Zaman problemleri sebebiyle bu branşta azda olsa ilerleyebilme imkanı buldum. Ancak
yamaç paraşütüne kıyasla biraz daha meşakkatli ve yorucu. Alınan haz ise tarif edilemez, tam anlamıyla
kuş olup uçmaya benziyor :) Yaptığım
hava sporları içerisinde kesinlikle ayrı bir yeri olan
yelken kanat branşını siz değerli arkadaşlara 'şiddetle' tavsiye ediyorum :) Herkese şimdiden iyi
uçuşlar dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder